Made with love by

İdilonline
felsefe
14002
page-template-default,page,page-id-14002,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

felsefe

Ergenlik dönemimde her türlü akıma karakterimi koyacak yer bulamadığımdan bulaştım. Bir gün metalci bir gün rockcı, bir gün ataist, bir gün dindar olurken, altında yatan sebep hep aslında karakterimin oluşma arifesi olmasıydı. Ama iki şeye gerçekten özümde ilgim vardı biri matematik diğeri felsefe. Felsefenin ne olduğunu bilmiyordum ama  düşünceyle ilgilenen bir bilim olduğunu biliyordum. Bu da ilgimi çekmesine yetiyordu. Her ama her çocuk gibi ben de filozoftum. Günde hiç sormuyorsam bin kere niye diyordum. İşte felsefe öğrenirsem kafamdaki niyelerin cevabı için kimseye ihtiyacım olmaz sanıyordum. Geoge politzerin  felsefenin başlangıç ilkeleri diye bir kitabını almıştım lise ikide. Anladığım tek şey şey düşünmenin ne kadar önemli olduğuydu. Kitaptan başka hiç bir şey anlamamıştım. Akabinde bir sürü filozofun kitabını okudum kör topal. Kör topal diyorum çünkü cidden ne dediğini anlamak için o sistematiği ve kullandığı dili bilmem gerekiyordu. O yaşlarda filozofların dahi insanlar olduğu için onların düşüncelerinin kanıksanması gerektiğini düşündüm. Olgunlaştıkça aslında insanın en güzel hiçbir etki altında kalmadığında düşünebildiğini gördüm. Dolayısıyla en büyük filozoflar düşünmenin hazzına varmış çocuklar benim için. İnsan yaşadığı coğrafyada, zamanda ve sosyal çevrede maddeler, insanlar, doğanın  diğer canlıları ve bütün bunların ilişkisini kafasında kafasında bir düzensizlik ve belirsizlik içinde..Bu düzensizlikte kendini bir yere koyup, diğer her şeyi ona göre anlamlandırmak ve düzene koymak istiyordun.. Bunun için çok sormak kendince cevaplar bulmak istiyorsun. Zamanla oluşturduğun o düzende sana düzensiz gelen kısmı bozmak istiyorsun..Yani aslında bir nevi felsefeyle kendi içinde yolculuk yapıyorsun. İşte seni diğerlerinden ayıran şey aslında düşünmekten çok bulduğun o düzensizliği düzeltmek için attığın cesur adımlar. Bunu yapabiliyor musun mesele o. Okuduğumuz filozofların olayı düşüncelerinin doğru olması ya da olmaması değil. Kendilerince ters gelen bir kavramı değiştirme üzerine gösterdikleri çaba. Okuyarak felsefe tarihini öğreniyor insan, felsefe yapmayı değil. O yüzden hiç bir eğitim almamış ama düşünme vizyonuna sahip insanları dinlemek çok keyifli.. Mesela köydeki bir çobanın hayatı sorgularken ağzından dökülen cümlelere hayran kalıyor. Tabi bunları belli bir yaştan sonra fark ediyorsun bence. Felsefe tarihini yalayıp yutmakla felsefe yapabilmek çok farklı şeyler. Bu arada bence matematiksel olarak yani bilimsel olarak kanıtlamış bir konu artık felsefe konusu olmaktan çıkıyor. Örneğin dünyanın yuvarlaklığı kanıtlanan kadar yer yerinden olmamış. kiliseden tutun krallardan çıkın bilim adamlarına kadar bir sürü merci fikir belirtip kendi algılarını ortaya koyup tartışmışlar. Ne zaman dünyanın yuvarlaklığı matematiksel olarak kanıtlanmış, konu kapanmış…Aşk üzerine mesela nice felsefeler yapılmış.. Günümüzde neden aşkı tartışmıyor insanlar.. Çünkü artık biyolojik olarak kanıtlanmış. Artık aşk sonrasındaki ilişkiyi tartışıyor insanlar çünkü belirsiz olan o. Bence felsefede doğruluk yoktur ta ki matematiksel olarak bir kanıtı olana kadar. Bana görelik sana görelik vardır. Tabi ki mekanla, zamanla, algınla ilgili. Çünkü bulunduğun anda, bulunduğun yerde düşünerek değerlendiriyor zihnin olayları .Sana göre olan şey senin doğrun aslında. Yoksa Hegel şunu demiş değil. Burada mesele kendi yolculuğunu yaparken bu böyle dediğin şeyi yapabilmek için ne kadar eyleme geçiyorsun. Felsefe ilkokuldan itibaren zorunlu ders olmalı ama  hiç bir filozofun düşüncesine değinilmeden, düşünmek ve soru sormak üzerine olmalı. Oysa bizim ülkemizde zorunlu değil, seçmeli olanda sadece felsefe tarihi anlatıyor. Bunun içinde insanlar fasa fiso bir olay gibi görüyorlar. Orta doğuda filozof çıkmıyor çünkü insanlara felsefe diye başka filozofların düşünceleri dayatılıyor. Ben bunları ancak 25-30 larımda keşfettim. En güzel felsefeyi düşünme vizyonu olup, en ufak felsefe tarihi bilmeyen insanlar. bence felsefe insanın kendine yolculuk yapmasını sağlayan, empatiyi geliştiren, bütün bunlar sayesinde insanlığı geliştirerek toplumun refah seviyesini artırarak, bilimsel gerçeklere varmasını sağlayan bir araç.. Bilimin kendisi değil.. zaruri bir araç ama. .Yani kendimce felsefeyi algılama şeklim böyle.. O yüzden filozof olunmaz filozof doğulur. Ama herkes  güzel felsefe tarihini sular seller gibi yutabilir..

 

İnsanı rezil de eder vezirde. Bir sistematiği vardır herkesin zihninde kendince.