herşey herkesleşiyordu
şarkıyı grup ULUS BAKER e adamış.
herşey herkesleşiyordu
herkes herşeyleşiyordu
tarih durmadan yazılıyordu
birden olanlar oldu
bir kırmızı koltukta yatarken,
ekranda dziga vertov dönerken
psinoza mavladı birden
şaşkınlık hasıl oldu
bir çapa bir votka bir ılık meltem
kıbrıs’ta dört ceset bir baker’ken
havariler mitler yazarken
uyku bastırıyordu
meneviş’ten gloryaya sokakta bir votka
kadıköy evinde jaques brel çalmakta
temmuz oldu yaz bitti
hoca kalk haydi
tayfa marquiz yolunda
herşey herkesleşiyordu
herkes herşeyleşiyordu
tarih durmadan yazılıyordu
ve dediler ki: ulus baker
gördüğüne inanma gördüğüne inanma sen
gördüğüne inanma gördüğüne inanma sen
gördüğüne inanma gördüğüne inanma sen
gördüğüne inanma gördüğüne inanma sen
KAPİTALİZMİ ADLANDIRMAK MÜMKÜN MÜ?
“Bir toplum her şeyden fazla sel baskınlarından korkar – ölümden korkmaz, ölümden sonraki hayattan, ya da kuşakların ebediliğinden, Tanrı’nın krallığının bir gün geleceğinden bahsedilebilir. Hastalıklardan, salgınlardan da korkmaz, hatta Ortaçağ kültüründe çok yaygın olabildiği üzere, büyük salgınlar zıvanadan çıkmış neşe kültürlerinin doğmasına olanak sağlayabilirler. Seyrelmek, azalmak gibi tehlikeler ise feodal örgütlenmeye sahip toplumları olsa olsa rahat ettirir: Emeğin kitlesel sömürüsü ve yoğunlaşması henüz çok uzaklardadır ve iktidarın icraatı geniş nüfuslar üzerinde seyretmez. Evet, kesinlikle emin olabiliriz ki, bir toplum en çok bir sel felâketinden korkar. Çünkü sel, toplumsal gövdenin üzerinden akıp geçmekte, ayakları altındaki zemini aşındırarak alıp götürmektedir. En kötüsü, akıp gidenin ne olduğu da pek bilinmemektedir. ”
Ulus baker