zabahın kalktım..3 saat temizlik yaptım..son 1 haftadır dolabı açmaya korkuyordum…her sabah bir kıyafetim intihar ediyordu…buna dayanamadım..halıya düşen saçlar sinirimi sardığından ölümüne fırçaladım…sonra babam kahvaltı hazırlamış sağolsun kahvaltı ettim..sahanda yumurta yapmış..ama o kadar karıştırıp bulamaca çev,rmişki yiyemedim..mis gibi olmuş diye kendi yedi..afiyet ola..sonra birden “sen aslansın, prensessin,senin gibisi yok, aman civanım hadi civanım” diye övgüler yağdırmaya başladı…dedim ne isticen?…bir mont almış kendine 139 lira bayılmış..1 gün giymiş sevmemiş…bunu geri ver diye tutturdu..değitirem dedim..yok en güzeli buydu bunuda sevmedim…bunu iade et ne kadara alırsan al bana kendi zevkine göre bi mont al….nollllllllllllllllllllllllllduuu dedim…hani deli saçması şeyler giyodum…neyse gittim adama çemkirdim..dedim ver palamı kardeşim…görevimi tamamladım..tango dersine gittim…saat 4 de çıktım..canım hiç eve gitmek istemedi..dost kitap evine girdim..bilge karasunun ” altı ay bir güz ” adlı kitabını aldım…80 sayfa kitap..dedim herhangi bir otobüse bineyim ring yaparken kitabı okur bitiririm…gimanın önündeki otobüsleden birine bindim…son 20 sayfa kalana kadar okudum…sonra kızılaya geri gelince indim..kalan kısmı da metro da batıkente kadar gittim ordan tekrar eve dönene kadar okudum ..:)eve 7.10 da geldim…bu arada ankarada saime kadın diye semt varmış onu öğrendim…otobüste kitap okumak pek keyifli tavsiye ederim..çizdiğim yerlerden bir kuple koyayım didim