Metres kültürüyle büyüyen bir toplum burası..Cidden insan hiç beklemediği insanlarla hiç beklemediği şekilde karşılaşınca daha iyi anlıyor.Adamı utandırmamak için görmezden geldim durakda..Toplum baskısıyla büyüyen insanların hazin sonu, her konuda gizlilik ve yalan..Toplum baskısı, aklı, kalbi arasına sıkışıp kalmış insanların bakış açısı ..belki onlar için kurtuluş yolu..Kollarına takıp toplum içinde gönül rahatlığıyla gezdireceklerini düşündükleri bir kadını eş yapıp, aşkı başkasıyla yaşamak..Kendine bu durumu yakıştırmayan insanlar her ne kadar kendilerince bahaneler üretip,erkekliğin şanından saysalarda, altında biçok noktada kendine güven eksikliği, korkaklık, çıkar duygusu.. v.s gibi bi çok sorun yatıyor..İşin başka sakat boyutu da kadınlar metres kadınlara acıyorlar…Sakat düşünce yapısı bi süre sonra değişmiyor..nesiller geçmesi gerekiyor..KAdın kendine acımıyor da metrese acıyor..KAdın , bu durumda erkeğin kendini geleceğe yatırım olarak kullandığını farketmiyor..yalnız kalmamak adına yaptığı yatırım..Ailede onun rahatını sağlamayla yükümlü, sorumlu kişi..Hiç kimse böyle adice bişeyi kabullenmek istemiyor..Alakası yok..erkekler yapar işte deyip geçiyor..işine gelmiyor derine inmek, sorgulamak..
.Adam belki metresiyle yaşadığı 1 saatlik mutluluğu karısıyla bir ömür yaşamıyor…Ama kadın adamın tapusuna sahip olmanın verdiği güvenle kendini en önemli kısma otutturuyor..kendisi asıl kraliçe geri kalan erkeğin elinin kiri olarak düşünüyor..Ne kadar nesil değişse de böyle manzaralar artık yok deseler de ben katılmıyorum…insanların bakış açıları o kadar kolay değişmiyor..gene de böyle çoookkk insan var…Bunun okumayla yazmayla,eğitimle,ev hanımı olmayla, kariyerle ilgisi yok…Tamamen aklın çalışma şekliyle ilgili..yetişme tarzındaki bug larla ilgili..İnsansın heran böyle şeyler başına gelebilir..kınama ve eleştirme amaçlı yazmadım.Sadece Yaşanılan insanı yıpratan şeylere, kadınların ve erkeklerin olayların psikolojik baskısından kurtulmak için ,kılıflar uydururken ne kadar sakat düşüncelerin yerleştiğini düşündüm kendimce..Nice kadından duymuşumdur metreslere acırken onların sonunun olmadığını, zavallılar kullanılıyorlar dediklerini…Ya kim kimi kullanıyor allahaşkına…Hayat acıyı da ,tutkuyu da, sevinci de hepsini bir paylaştığında güzel…tutkuyu başkasıyla yaşayıp, seninle ihtiyaç giderdiğinde, kendin için bir son varmış gibi düşünme..Sonuç 50 sini geçmiş, artık durulmuş, posası çıkmış bir adamın bakımı sorumluluğu..Senin en güzel çağında seninle tam bir bağ kurmamış adamın 60 ında yaşlı bir kadınken sana bakacağını, destek olacağını mı sanıyosun……Olayların farkında olabilmek, bilinçli olmak insana acıveriyor..Düşündüm…Evliyim diyelim..çocuklarım var diyelim..Kocam böyle birşey yaptı diyelim…Yok boşanırım yok asarım keserim demiyorum…Belki bir ömür kocamı öyle çekmeye mahkum olurum..Ama hiçbi zaman metresin adamın elinin kiri falan olduğu düşüncesiyle kendimi kandıramam..MEtresin değil, acınacak kişinin kendim olduğunu bilirim…işte sana bi ömür acı çekme nedeni..İnsan hiç beklmediği adamları da böyle görünce üzülüyor..herşey yalan geliyor…insan üzülüyor çünkü bozuk düzende sağlam çark yürümüyor…böyle aileelrde düzgün çocuk yetişmiyor..sonra toplum eğlenilecek insan var evlenilecek insan var mantığını benimsiyor…bu mantıkla duygularını baskılıyor..SAnki eğlendiği insanla evlenirse toplumda aforoz edilecek gibi..Çocuklar böyle sevgisiz sadece kuralların olduğu ailelerde büyüyorlar..Bazen hayatın akışında herkesin kanıksadığı küçücük bir ayrıntı yakaladığımda çorap söküğü gibi irdeleyebiliyorum..Ama bunu yapma nedenim kesinlikle ve kesinlikle dikkatimi çekti, insanların kendini kandırırken bu kadar emin görünmeleri..NOT:eminim bazı cücük kafalar metreslik durumunu savunduğumu zannecekler..benim savunduğum yada yadırgadığım hiçbi durum yok…İnsanlar gerçek olan şeyleri kendi durumlarına göre istedikleri şekilde çarpıtma eğilimindeler….zamanla böyle sakatlıklar salak bi toplum meydana getiriyor..onu demek istiyorum