Made with love by

İdilonline
İnsanı almanca bilmediğine pişman eden şair-Rainer Maria Rilke
849
post-template-default,single,single-post,postid-849,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

İnsanı almanca bilmediğine pişman eden şair-Rainer Maria Rilke

İnsanı almanca bilmediğine pişman eden şair-Rainer Maria Rilke

ölümüne bir gül’ün sebep olduğu şairdir. bir gün, kaldığı şatoya onun şiirlerine tutkun bir kadın gelir. rilke buna çok sevinir ve ona gül toplamak için şatonun bahçesine geçer. gülü koparırken eline diken batar. önce önemsemese de ağrı artmaya başlayınca hekime gider. ilerlemiş durumda kan kanseri olduğu anlaşılır ve iki ay sonra da ölür. mezar taşına ise kendisinin hazırladığı şu mısralar yazılmıştır :
“gül, ey saf çelişki, nice göz kapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci.”
sen, taa bastan
sen, taa bastan
yitirilen sevgili, hiç karşılaşılmayan,
bilmem hangi sesler hoşuna gider senin.
ben artık,geleceğin dalgası kabarırken,
görmeye çalışmam seni.bendeki en büyük
görüntüler,denenmiş uzak manzara,
kentler ve kuleler ve köprüler ve beklenmedik
dönemeçleri yolun
ve bir zamanlar tanrılarla
örülmuş toprakların gücü:
yükselirler içimde anlatmak için
hep kaçınan seni.
ah,bahçelersin sen,
ah, böylesi bir umutla
seyrettim onları. kır evinde
bir açık pencere,-ve sen neredeyse attın adımını
bana doğru dalgın. sokaklar buldum,-
daha yeni yürümüştün onlarda sen;
bazen de esnaf dükkanlarındaki aynaların
senden başları dönerdi hala, ve irkilip geri verirlerdi
apansız görüntümü. kim bilir,aynı kuş muydu
ikimizin içinde oten,ayrı ayrı
dün akşam?