özgürsün
Kapattım gönül şişeme seni Yıllandırdım sevda mahseninde, şarap misali. Bir cümlenle,bir kerede kırdın gönül şişemi. Saplandı kalbime ayrı ayrı, kırıkların herbiri. Özgürsün
Kapattım gönül şişeme seni Yıllandırdım sevda mahseninde, şarap misali. Bir cümlenle,bir kerede kırdın gönül şişemi. Saplandı kalbime ayrı ayrı, kırıkların herbiri. Özgürsün
kendisinin adı tor.Bir gün arkadaşımla markette gezerken güler yüzüne kanıp aldık.(arkadaşınmın ısrarı üzerine).Şimdi artık işyeri olarak bağımlısıyız.Her sabah kahvaltıda yiyoruz.Kahve molasında yiyoruz.Bugün azaldığını farkettik.Biraz az yemeğe başladık:)Kilo almamızda payı büyük.Ama olsun onun güler yüzüne herşey değer
Köylerinde ayı vuran temel hakim karşısına çıkarılır. Hakim:Niye vurdun ayıyı av mevsimi gelmeden? temel:efendum köy halkına zarar feriyudu furtum oni. Hakim:6 ay hapis cezasına çarptırıldın. temel:Uyyyy kim koyiyur bu cezaları. Hakim:Yüce türk meclisi kyuyor.Yasada mevsiminden önce ayı avlamak yasaktır yazıyor. temel:Uyyyy haküm bey fur benu öldur benu sesum çıkarsa namerdim.Ayunun bile
Aydın abi anlatıyor. Benim çocukluğumda ölçüsüz atıp tutmaya "Acem Palavrası" denirdi. (Acem palavrasını açıklıyor.) - Günün birinde palavracı bir İranlı İstanbula geliyor ve şehri geziyor. Gördüğü her şeye dudak kıvırıp ikide bir her şeyin büyüğü güzeli bizde var diyor. Beyazıt kulesinide küçümsemiş, bizim Tahranda öyle bir yüksek
Şehirlerarası bir otobüsteyim.Ama otobüsün içi bildiğimiz otobüsler gibi değil.Kimi koltuklar yan duruyor ,kimi çapraz, kimi ters. Tek normal duran ve gittiğimiz yola bakan koltuk benim oturduğum koltuk.Dolayısıyla otobüsteki herkesin gözü benim koltuğumda.Muavin gelip yerinizi güzel bayana vereceksiniz diyor ve beni zorla kaldırıyor.Bende muavine ceza olsun