Made with love by

İdilonline
10145
post-template-default,single,single-post,postid-10145,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

herkesin yapısı farklı..bazı insanlar flörtöz..haklı olabilirsiniz..keyiflidir..anlık,günlük hatta serinkanlılıkla hiç bişey beklemeden sadece keyfin eyapanlar için…ama taktir edersinizki cidden yapı meselesi..evet insan belki bakış açısını değiştirdiğinde yapısıda değişecektir..lakin ben size uzun süreli flörtler hakkında katılmıyorum..zararı yok dediğiniz şeylerin deli gibi alışkanlık yapması sonucunda değişik bir piskolojiye neden olduğunu düşünüyorum..düşünsene biriyle sadece telefonda konuşmak bile bi müddet sonra alışkanlığa dönüyor…karşındakini sevip sevmemekle hiç ilgisi yok alışkanlıkların..seni arayan soran güzel 2 çift laf eden biri var…varken aldırmıyosun..kafanda bilinçaltında aslında bi yere vardırmıyosun ama seni 1 aramadığında noluyo lan diyosun..ben hayatımda ilk kez alışkanlık kavramını ve ne kadar ciddi boyutta olduğunu her sabah kapıda ben işe giderken bana miyavlayan kediyle irdelemiştim..kedilerden deli gibi korktuğumu yedi millet bilir…ama kediye bi şekilde her sabah görünce tırssamda alıştım..ve bi sabah kapıda görmeyince acayip üzüldüm..nerde bu hayvan diye..2.gün görmeyince kedinin peşine düştüm..3.gün cidden hayvana bişe oldu diye ağlıyordum..kuzenim bile benimle kafa buldu..flörtte öyle..bi zamandan sora beğen yada beğenme sev yada sevme artık bi alışkanlığın oluşuyo…aslında canın sıkıldığında sana çok iyi gelen, sarıldığın sığındığın,yapacak bişeylerin alternatiflerin varken aklına bile getirip umursamadığın…ve genelde bi kişinin bağlanması ve diğerinin vicdan yapmasıyla son buluyo..insanların cendereye sıkışmasına ve ciddi anlamda kaybetme korkusu yaşamasına neden oluyo..kaybetme eşiğine geldiğinde bu korkunun kendinde bıraktığı hissi aşk zanneden oluyo.sonra hayali aşk acısı çekiyolar…hayatlarında gerçekten sevdikleri biri olmadığında ellerindeki flörtü yitirmekten korkuyorlar..çünkü bi daha onları kimse aramayacak önemsemeyecek hissinde boğuluyorlar…valla bu benim kişisel düşüncem..uzun süreli flörtler insanların mental yapısını derin bi kararsızlık duygusuyla etkiliyor..bana sorarsanız eğer bi insanın yapısı müsaitse günübirlik flörtler evet ,ama uzun süreli de iş zor…bir yerden sonra cidden siz bağlanmasanız karşıdaki bağlanıyo..ve size işin vicdani yönündeki rahatsızlık ve ne yapacağını bilememe kalıyo..yani öyledir heralde..etrafımda bunu gözlemliyorum..herkes için olmasada genelde bu durum böyle…ben bu durumlara düşmek istemyorum..belki ondandır..bu konuda artık üstüme gelmeyin yahu..sevdiğim biri olursa şans veririm.yoksa manasız bi şekilde alışıp bi beklentiye girmek bana göre değil..ben sevmediğim adamla 3. cümleyi yazamıyorum nezaketen.. ne flörtü be..allahta beni böyle gudubet yaratmış..dediğiniz gibi aslında ciddi bir eksiklik ve rahatsızlık belkide..kabul ediyorum..sadece kendi fikrimi yazdım..ben zaruri gelişim alışkanlıkları dışında insanların duygularında sevgiden uzaklaşıp alışkanlıkta boğulmasına karşıyım..bi müddet sonra bunu ayırdemeyen insanlar var…aslında bunun ayrımına varmak çok kolay irdeleyenler için…alışkanlıklar genelde boşlukta ,can sıkıntısnda ,yalnızlık hissinde peydah olur..sevdiğin şeyler hep kendini onun için geliştirmek ,beğendirmek için çabalamayla vuku bulur..alışkanlıkların verdiği çaresizlik seni köleleştirir..sevdiğin şeyler seni geliştirir..yani ne bilem belkide takılacak konular değildir..ama zihin işte.. benim ki böyle çalışıyo..elimde değil..dolayısıyla hayatıma yansıyor..bilmem natabildimmi..bu arada siz hepiniz anaştınızmı bu konuda:):)bana karşı:):)hep neden flört etmiyosun birileriyle diye her cepeden teklif geliyor:)