Made with love by

İdilonline
10896
post-template-default,single,single-post,postid-10896,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Hep sözcüklerin hırpalayıcı etkisini dinledim büyüklerden
Söz yarası unutulmaz dediklerini
KEndim büyüdükçe sözcüklerin ne kadar yalana elverişli olduklarını, doğru kullanıldıklarında zehirli yılanı nasıl dışarı çıkardıklarını yani aslında ne kadar kifayetsiz kaldıklarını gördüm gerçeğin karşısında..büyüdükçe hissetmeyi öğrendim..herkes bişeyleri hissettiğini sanır ama çoğu sadece dedektifçilik oynar..hissedebilmenin erdemine çok az insan nail olur..şanslıyım bu konuda..belkide şansız..Çünkü asla kendini kandıramassın hissettiğinde..hissettiklerinle başlar kendi gerçeğin..en ağır sözcükleri duyarken gözlerimin parladığını bilirim sevinçten, en güzelleri işitirken ne kadar incindiğimi hissettiğim gibi..Hissetmek birşeylerin peşine düşmek ,bulmak buluşturmak, kanıtlamak karara varmak değil canım benim ya..tanımak belkide..hisediyosan gelir içine dokunur bişekilde..yani şuki çoğu insan yapılan,yapılmayan,söylenen,söylenmeyenle ilgilenir..ben hissettiklerimle ilgileniyorum..nasıl anlıcan bunları duymadan diyeceksin..insanları tanımayla ilgili…tanımak..seninle 100 saat konuşur dinlersin..3 saniyelik bakışına takılır yerle yeksan edersin söylediklerini..yada tam tersi…bu konuda aynı fikir değilim..kızım bununla ilgili sana acayip güzel yazardım yazımı ama istemedim..bununla idare et..