Made with love by

İdilonline
10981
post-template-default,single,single-post,postid-10981,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

“ya dışındasındır çemberin
ya da içinde yer alacaksın ” herkesin bildiği, sevdiği ve söylediği şarkıdır.Murathan munganın şiiri..Tunalıya yürürken mırıldanıyor arkadaş..Sonra dönüp..”aynen ya ya düzen adamı olacaksın ya olmayacaksın şarkıda söylendiği gibi” diyor…dönüp ” ilk aklına gelen bumu oluyor bu dizeden “diyorum” evet” diyor…Evet düşündüm böylede düşünülebilir..Bakış açıları ne kadar farklı…Ben ilk duyduğumda insanın iç dünyasıyla ilişkilendirdim..ailesiyle, çevresiyle ve onların koydukları sınırlarla..Her anne baba özeldir..eminşm yaptıkları herşei iyi niyetle yapıyorlardır..ama algısı farklı ,bakış açısı geniş bir anne babaya sahip olmak hayat kurtarır..seni sen yapar..Bu çemberin anne babayla çizilmeye başlayan bi çember olduğunu düşünüyorum..Klasik türk aile yapısında baba merkezde pergelin sivri ucu gibi çakılı zemine…kadın onun etrafında dönüyor..Çizilen çemberin büyüklüğünü annenin yarıçapı belirliyor..yarıçap senin takılacağın sınırları…herşey kolaymış gibi görünüyor..o çemberin dışına çıkmak bir anlık işmiş gibi..malesef öyle değil..o çemberin sınırları babanın konumlandırdığı,annenin çizdiği, uyguladığı…bu çemberde takılmaya alıştığında 18 20 yaşında onların doğrularını doğru yanlışlarını yanlış belliyorsun..Kendin çemberin dışına çıkamadığın gibi, an geliyor seni sen yapan,ruhunda fırtınalar koparan şeyleri de çember içine alamıyorsun..çünkü o çemberde piskolojik olarak onlarada yer yok..evet kimse seni bundan dolayı öldürmeyecek dövmeyecek sövmeyecek ama piskolojik olarak genede yapamıyorsun..kemişkleşmiş ,asker gibi bi yetişme tarzı var ortada..ruhun istesede beynindeki karmakarışık korkular izin vermiyor bunlara…çemberin içine alamadıkların uğruna çemberi terkedecek özgür ruhta yoksa özünde, fırlatıp atmayı uygun görüyosun hayatından..bunun en kolay yolu vazgeçtiğin şeylere kulplar takmak, onları hiç etmek, değersizleştirmek beyninde..o çember uğruna seni sen yapan bütün güzel şeyleri hiç ediyosun..Çünkü gene toplumda öğretilen anne babadan öğrenilen anne babanın kutsallığı.onları haksız görmek ne mümkün bu piskolojiyle…bilinçaltı anneyi hatasız kılıyor…erkek çocuklarının çemberini anne çizer ,kızlarınkini baba bu ülkede genelde…o çemberde dolanırken havasız kaldıklarında artık farkediyorlar herşeyi…ama artık çemberi terketmek ne mümkün ..herşeyden önce korku çöküyor insanların üstüne..işte bu vakit kendin içindeyken kafan dışında kalıyor….bunun tek çareside içip uyuşmak belkide:)ondan yazmış şair…şairin hayatını bildiğim için içim ilk aile geldi..tek sebebp o da değil..insan ilk 15-18 de şekillenir…bu yaşlarda gördüğün muamele,yetiştiğin çevre, gittiğin okullar, edindiğin arkadaşlar belirler çemberini…eğer ortalama kurallara uymaya uygun mizacın varsa çember rahatsız etmez seni..Sorgulayan özgür bi ruhun varsa, kendinden eminsen,ailene saygı duymanın onlara itaat etmekten geçmediğini kavradıysan dışına çıkarsın…yok herşeyin farkında olarak zeki bi adamssan ve o çemberdeysen her zaman bitmez tükenmez bi bunalımla yaşarsın…çünkü kolay değildir yapamadıklarının içinde ukte kalarak ölmeye yüzturmak….bu çember insanın özüyle ruhuyla ilgili…düzenle değil bence..ama bakış açısı benimki doğru demedim..bana anımsattıklarını yazdım…5 dakkada bu kadar yazı yazılıyo…ooo dilbilsine dikkat etsem hayatta yazı yazamam çok zaman alan ş yazı yazmak:)