Made with love by

İdilonline
1856
post-template-default,single,single-post,postid-1856,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Ne var yağmur altı üstü..Korkarsın ıslanmaktan..Açarsın hemen şemsiyeni.Şemsiyeyi bile alt ettiğinde ,duru su taneleri,girersin en kuytu köşelere korumak için kendini…Birinin içi şişmiş şişmiş şişmiştir de, erişmiştir yüreği göğe..su gibi sızar gökyüzüne..damla damla inen yürektir,suyun damlalara parçalanıp indiği gibi..ıslanmaktan mutlu birini gördüğünde,lanet edersin açtığın o şemsiyeye de,gizlendiğin kuytu köşelerede..Yağmurların güzelliği,ıslanmasını bilenlere..
E..:Ne yazıyon idil adisyonun arkasına
…:yaa dur çok içimden geldi.
E..:ne dicezzz garsona?salak
…:Dur bitmek üzere
E..:Gördüğüm en katıksız hastasın
…:Yok be günümüzde saf katıksız bişe kalmadı,hastalar bile:)
E…::)GDO lu hasta
—:Birer kadeh şarap daha mı içsek?
E..:hayır doğru eve
–:sen söylersin adisyon bizim olabilir mi diye.
E…:bana ne canım
…:okutmam yazdığımı.
biraz pazarlıktan sonra
E…:Pardon arkadaşa şarap dokundu da.Adisyona bişeler yazmış bizde kalabilir mi?
Garson:tabiii.
Heeeheee boşa rezil oldun.Zaten buraya koyacadıımmm..