Made with love by

İdilonline
2433
post-template-default,single,single-post,postid-2433,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Sence canere sevgililer gününde ne hediye alayım?diye başlayan diyalog tam 1.45 saat sürmüş.Çüş dedim içimden.Bir sevgilimin olmadığını öğrenen hatunun tespiti “senin gibi birinin sevgilisi olmayışı neden biliyomusun?..hiç bir gizemli merak uyandıran tarafın yokta ondan…kızım başta şu blogu kapat..bura senin kısmtin kapatır” dedi:):):):)Yaw allah aşkına ya içten içten güldüm..inan genç yaşlarda farkında olmadan gizemli takılabilir..çünkü enerjiktir..derdi tasası yoktur..hayat sadece okul ve sevgilidir..öyle oturru bunları kurgulrsın..hem o yaşlarda ciddiyet diye birşey yok..kavga etsen ayrılsan kaç yazar..Ama yetişkin olgun insanlara ben böyle şeyleri anlmasız buluyorum..Hayat çok kısa, gün içinde bir sürü stres problem var, hayatın anlamı başka…insan kafasını niye böyle şeylere yorsun ki..evet gizem, merak insanı her zaman peşinden sürekler..ama bittiğinde, herşey ortaya döküldüğünde, rüyada biter…ondan sonra evlilik aşkı öldürüo derler…:)insanın 100 de 100 birine dürüst olması imkansız, ama birini seviyorum, ciddi düşünüyorum diyorsan, dürüst olmak zorundasın ki, gerçek düşüncelerini öğrenip tanıyasın..ya kuyruğunu kıstırır gider, yada o da sana rahat olur ve kendini açar..bu ayaklarla kimseyi tanıyamassın..
Evet sana katılıyorum, bir parça zaafı olan erkeği birşeylere ikna etmek çok kolay, yeterki açığını yakala, ama bu tek erkekler için geçerli değil ki, kadınlar da böyle..Eee senin öyle biri olmadığın er geç ortaya çıktığında, daha büyük yıkım değil mi?valla ben ciddiye almadığım biriyle, eğlence olsun diye böle gizme mizem diye takılabilirim, ama ciddiye aldığım önemsediğim biriyle bu riskleri alamam. Evlenmeden önce insanlar gerekli tartışmaları vermiş, birbirlerini anlayıp kabul etmiş olmalılar..evliliğin getirdiği sorumluluk ve sorunlara bide bu kişili sorunları binince o iş çıkılmaz hale gelir.Hem insanın duygularını dürüst bi şekilde dışarı vurması müthiş bi komfor…inan bana hiç kimse aptal değil..buna inan..sadece o an işine geldiği için aptala yatma diye birşey var..komik duruma düşeceğine, dürüst olmada fayda var.kötü bir evlilikten iyidir, hiç evlenmemek..şahsi düşüncem
(idil gene beni arkamdan vurdun deme..yüzüme söylemeden arkandan blog çeviriyorum..buraya yazdıklarımızı zaten konuştuk..ben öyle bi özet geçti.Hediyeler kımını bilerek demedim buraya yazıyorum.keyifli oluyo)
ne hediye alırdıma gelince,
asla maddiyat içeren birşey yapmazım.ben zaten böyle günlere karşıyım.çünkü insanların en saf duygularının kapitalizmin oyuncağı olması çok kötü.İş resmen ticarete dökülüyor.Tüccarlarda bunu sömürüyor.Ama toplum, medya da çok büyük güç…gerçekten aşıksan ne kadar karşıda olsan ufacık bi yollada olsa bunu belli etmek istiyorsun o gün..o da başka bi konu..
mesela benim sevgilim olsaydı, bu yeteneksiz halimle bir şarkı yazar beste yapar, söyleyerek kaset doldururdum..evet kesin ilkin gülerdi..ama 2 sene sonra keyifle dinlerdi eminim..düşünsene yaşlandığında bile çok güzel olurdu
Kendim bir kumbara yapardım..İçini doldurduğunda gider kendime, onun hediyesi gibi kitap alırdım..yani hediyemi bi döngüye sokardım.:)
Diktiğim bir yastık kılıfının üzerine , resmimi bastırırdım…(gerçi bütün gece salyaları resmime akacak, ama napcen sevgiline katlanırdın)
bigisayarda gezinirken, zort diye ikide bir karşısına çıkacak, “eni seviyorum” diyecek bir script yazardım..(ondada başlicam sevginede sanada diyip terkedilme ihtimalin var ama olsun.denemeden bilemeyiz değil mi?
uyku ilacı verir, bi dövmeci çağırıp, kalbinin üstüne adımı yazdırırdım..Bir daha kimsenin olmasın diye..(kadın aklı aklı işte böyle çalışıo..ismini oraya yazdırınca kendine ait zannedio)(iki ihtimal var ya buna ne gerek vardı aşkım, senin adın zaten benim kalbimde yazılı diyebilir, bu ne lan diyip suratına gömebilir…korkmamalısın aşk risk almaktır:)
ona 10 gün yalnız yatma ödülü verirdim..(zira ev ahalisi çok dandik ve bozuk yattığımı söylüo.muhtemelen oda şikayetçi olurdu)
yazdığım şiirleri tek bi kitap olarak basardım kendim tasarlatıp..sonra ona başucu kitabı olarak hediye ederdim.
Her bir sayfasında çektiğim bi foğrafın olduğu bi takvim tsarlardım.
cd lerini koyacağı cd dolabı tasarlar yapardım
ama bunları o an için elimde var yapayım diye değil onu önceden düşünerek, tasalayarak ve emek vererek yapardım.
gibi şimdi aklıma gelmiyor…bazıları tabiki işin şakası..dövme yaptıramam heralde…