Made with love by

İdilonline
4588
post-template-default,single,single-post,postid-4588,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

http://www.tnthaber.net/meral-okaydan-esine-duygusal-mektup.html
Kendisine tanrıdan rahmet diliyorum.BEnce eşine olan duygularını çok sade güzel dile getirmiş.(yazıyı kendi duygu ve düşüncelerime çok yakın buldum):Hayatta başka beklentileri olan insanlar aşkı lüzümsuz görseler de, önemli olan anlaşmak deseler de, hiçbir güç beni buna inandıramaz.Daha doğrusu Meral Okayın dediği gibi “Böyle, bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana. Bu ateşle yanma hâli, o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi elvermiyor insanın.”..bunu tadan insan için diğer her türlü ilişki çok yavan kalır.Bence hayatta aşkı tatmayan insanlar hem çok şanslı hem de çok sanssızlar..Aşkı tatmayan herkesi sevebilir, herkesle bir ömürboyu geçinebilir..ama asla bi elmanın iki yarısı olmanın ne olduğunu anlayamazlar…Bi elmanın iki yarısı olmanın anlaşmakla, benzemeyle ilgisi yoktur ama aşık olmayanlar bunu da anlamazlar..Sevmek de güzeldir ama hesapçıcır sevmek..kuralcıdır..kendine dikkat etmen gerekir..kendin gibi olamazsın..belli kuralları yerine getirdiğin sürece sevilirsin, sende belli kurallar olduğu sürece seversin.Kimyası falan yoktur sevginin kuralları vardır.Emek harcadıkça gelişir..Aşktan devşirme sevgiler hayatta en makbul olanıdır.(vayyy aforizma yazdım)..
sevgi de elbet önemli, onu asla hiçe saymıyorum..Sadece bir alışkanlık olduğunu idia ediyorum..Ama aşktan sonra gelişen sevgiyi kıymetli buluyorum..öylesi bi alışkanlık değil…Hayatlarında hiç aşık olmamış biri bunları anlamayacak ve abartı bulacaktır…Aşkı da tabi hoşlanma ve takıntıyla karıştırmamk gerekir..çünkü kimisi hoşlanmayı ya da takıntıyı aşk zannedebilir.Meral Okayın dediği gibi aşk bi sızma halidir..sen ne kadar kaçtığını zannetsen de , dikkat ettiğini düşünsen de, çoktan heryere sızmıştır bile..bunu ancak kaybetme korkusuyla ne kadar büyük olduğunu anlayabilirsin..olayın içindeyken pek farkedemessin..En traji komik tarafı, biran bile azalmasına tahammül etmediğinden, bitecek korkusuyla kendi kendine vazgeçmeye yeltenmen.sonrasında daha beter yapışman…yani aslında bunları içinde kontrollü yaşarsan dışarıdan kimse böyle algılamaz..ama iç dünyayı yazıya dökmeye kalktığında herşey aynen böyledir.Aşık olan herkes , aşık olduğu kişiyle ilgili duygularını kağıda dökmeyi denemeli..insan büyüdükçe bence daha değerli..Aşık olduğun kişiyi yitirdiğinde o an için öleceğini sansanda aslında yıllar geçtikçe daha çok kanayan bi yara..Kocasına olan duygularını çok güzel anlatmış kısaca..