Made with love by

İdilonline
5342
post-template-default,single,single-post,postid-5342,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Herman Hessenin dediği gibi “öldürmek sadece fiziki değildir”.Yetişkinlerin, çocukları yetiştirirken yaptığı en büyük hata, belki de onların istemedikleri yanlarını öldürerek büyütmeleri..Hayal güçlerini,hobilerini v.s gibi..Sonra bi bakmışsın yaşamdaki en değerli şey, yani zaman hiçler silsilesi uğruna akıp gitmiş..Bir çocuğa verilecek en büyük 2 şey iyi insan olmak ve ayaklarınnın üzerinde durarak,kimseye muhtaç olmamak..Oysa bizler büyürken, hep ailelerimizin istediğini yapmakla yükümlü olarak kodlanıyoruz..Evleneceğimiz,birlikte olacağımız insanları bile bilinçaltımızda onların istediği şekilde seçmeye çalışıyoruz…Mesleği, mezhebi herşeyi..Başka konularda da böyle ama ben evlilik örneğini vermemdeki sebep aynı yatağı paylaşacağın insana, böyle mahrem bir konuya bile aslında senin adına başkaları karar veriyor..Sen o bilinçaltıyla hareket ediyorsun..Ama adı görücü usulü olmadığında, kendi hür iradenle seçtiğini sanıyorsun…Aslında öyle bişey yok..tamamen bilinçaltında oluşmuş kalıptaki insanlara doğru yöneliyorsun..Hani bu verdiğim örnek diğer sosyal şeylere de uygulanabilir..Dediğim gibi bunu diğer bütün kavramlara uygulayabiliriz ama evlilik hepsinden daha farklı olduğu için onunn üzerinden örnekledim….bütün bunları niye yazdım efendim…bir arkadaşımın doğum gününü kutladım..zamanın geçmesinden konu açıldı…2.çocuğu bile aile baskısından yaptığından bahsetti…Ne bilim ben de yazmak istedim..Hayatta istedim şeylerde karar alırken, adım atarken, korkak biri değilim..Gerçekten istediğim şeylerde cesurca kararlar alabilirim.. ama daha cesur olmayı isterdim..Ben gerçekten gün görmüş yaşlılarla konuşmaya bayılan biriyim..çünkü onlar ölüm psikolojisini yakından yaşayan insanlar ve gerçekten dürüstçe şunu yapsaydım bunu yapsaydım diyebiliyorlar.Ama gerçekten dünya görüşü olan yaşlılardan bahsediyorum…Onların fikirleri benim için önemli..İnsan hayatta herşeye alışyor…Alışmak mutlu olmak demek değil benim gözümde….ben bunu çok iyi bilenlerdenim..Hayatı bi heyecan duyarak yaşamak var bi de rutin öylesine yaşamak….ve insan zorla mutlu olamaz, hatta mutlu olmaya çalıştıkça batar…mutluluk bir andır ve yakalanır ve gerisi gelir..bu da ancak gerçekten istediğin sevdiğin şeylerle olur..Mesela kendi sevmediğin inanmadığın bir konuda başarılı olduğunda gelen taktirleri bile önemsemessin…tabiki ayakların yere basacak gerçekci tarafını kaybetmeyeceksin ama içindeki çocuğun ölmesine izin verdiğinde, onu şımartmadığında mutsuz bir yaşlı olarak ölmeye mahkumsun.Etrafta o kadar çok mutsuz yaşlı var ki bunu konuştuğunda anlıyorsun…insan yaşantısında, cesaret gerçekten önemli..Aslında düşününce cesaret edemediğimizden kıramıyoruz hiçbişeyi..oysa zorluklar aşama aşama aşılıyor ama mutsuzluk insanı yakasına huy gibi yapışıp kalıyor..Bilmiyorum ama geçmişe gidip keşke şunu yapsaydım demek kötü….tanrı herkese sevdiği şeyleri sevdiği insanlarla yapma olanağı versin…bütün yaşlılar bunu söylüyorsa vardır bi bildikleri…Bu arada emin ol bugünki aklım olsa gene matematik,fizik ya da astronomi okurdum…Ama daha akıllı okurdum..daha iyi bir üniversitede okurdum..ama gene matematik yada fizik okurdum..bu konuda pişmanlığım yok…pişmanlığım öylesine okumak,kazanmak..hedefsizce…Evlenmediğime gelince,şimdilik bu konuda pişmannlığım yok ama zaman ne getirir bilemem..Bu konuda biliyosun beni bi gün olursa istersem hayır demem ama olmasa da olsun diye uğraşmam..Hayatımda bu anlamda biri olursa da, karşımdakinin aylarca günlerce evlilik konusuna girmesini beklemem direk kendim evlenelim derim..:)Doğru tahmin ettin..napim ben böyleyim..Geçen kardeşim azarladı, biraz bayanlardaki kurnazlıkları öğren..böyle pat diye herşeyi söyleyerek hiçbişe kazanamassın diye..NApalım aynı anama çekmişim, söyle kurtul felsefesindeyim..Aslında kardeşimin söylediği gibi belli bi yaşın üstündeki bayanlar genelde birini buldum mu evlenme düşüncesindeler..İkna kısmını sadece ustalıkla yapıyorlar..Derinden, çaktırmadan..Ağır takılarak…Senin dediklerini de kardeşiminkileri de kınamadım..Doğada işler böyle yürüyodur belki ama kendimi düşündüm..Ben öyle sevecem, evlenmek isticem..İçimde öyle fırtınalar kopacak, suskun kalıcam, ağır takılacam pehhhhh…İnsan kendi nasılsa karşıdakini de öyle görüyor..KEndime o kadar yakın bulmasam evlenmem..o kadar yakın buldum biriyle de açık olmaktan çekinmem..Arkadaşım yok be bunların sorn olduğunu sanmıyorum ben..insanın duygularını paylaşmanın kadını erkeği yok benim için…onlar ergenlikteydi:).Düşünsene bi insanı kocan olmasını isteyecek kadar kendine yakın görmüşün ama çaktırmamaktan bahsediosun..Heççç bana göre değil…Yeni tanıştığım insanlarla sorun yaşıyorum.Çünkü onlarla konuşacak hiçbişe bulamıyorum…Bu konuda haklısın ama arkadaş grubum içinde hoşlananlar çıktığında bunlar hiç sorun olmuyo..Lakin bu sefer de arkadaşım olduları için reddediyorum…allam ben sopalık biriyim:)Dediğin gibi fazla açıklık karşıdakini ürküten bişey galiba..Olumlu yada olumsuz konuştuğun dada hiç farketmiyo..Açıklık ürkütüyomu bilemem ama üzerindeki büyüyü öldürüyo o kesin…kendinde merak unsuru bırakmıyosun, keşfedecek bişey bırakmıyosun..Günü birlik flörtler yaşayanlar için bunlar keyifli olablir ama ciddi düşündüğün kişilerde ben böyle davranışları desteklemiyorum..Bence herşey konuşulmalı, tartışılmalı, su üstüne çıkmalı..sıcağı sıcağına halledilmeli…Gene de sen daha iyi bilin 6 senelik evlisin…bu arada annem kadar düşündüğün için teşekkür ederim.