Made with love by

İdilonline
7751
post-template-default,single,single-post,postid-7751,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

bugüne kadar eonomiyi sata sata ayakta tuttular..90 senennin kazanımlarını..gezi olayları onlar için fırsat ilk 2 günde söylemiştim..zaten patlak verecek ekonomik krizi bu çocukların ve bu zihniyetin özelliklede chp nin üzerine atarak oylarını gene sabit bırakıp yükseltecekler…geç kalındı geeeççççç…yargı onlarda…eğitim onlarda…basın onlarda…artık debelensen kaç yazar…bütün bunlar olurken her protestoya katıldık arkadaşlarla…inanın 300 ü geçmezdi hiçbiri…MEsela akün sineması satılacak dedndiğinde halktan kimse yoktu 100 kişi dışında..bunun gibi benzerleri…olay içmeye,mıçmaya gelince gençler ilkildi…tabi işin buralara geleceğini nerden bilirlerdi…verilen her tavizin bir adım sonra taviz doğuracağını…bellemişler apolitik bir nesiliz…işte apolitik olunca bazı zaruriyetlere kafa basmıyo malesef…insanlara apolitik olmayı değil, düşünebilen tarafsız politika yapan bireyler olmak öğertilmeli…cumhuriyette güzel yazı okudum..
BİZİM YETİŞTİRDİĞİMİZ ÇOCUKLAR
Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar, her gün yıkandıkları için kokmazlar. Yere tükürmez ve sümkürmez. Yol kenarlarında kurban kesmez, mangal yaptıkları sahilleri çöplüğe çevirmezler. Yaşadıkları yeri temiz ister ve temiz bırakırlar. Ateşli silah bilmez, sopa, zincir ve döner bıçağı taşımazlar. Kendilerine saldırılmadığı sürece ona buna saldırmaz, kimsenin malına ve canına kast etmezler. İnançlara da saygılıdırlar, tapınaklara da… Ne vandaldırlar ne de talancı… Zaten yalancı da değildirler.
Onları hiç olmadıkları, asla yapmadıkları iğrençliklerle suçlayan yalancı ve düzeysiz zihniyetin bizim çocuklarımızı, bizzat içinde büyüdüğü ve çevresinde görmeye alıştığı güruh gibi sandığını, daha da kötüsü, bizzat kendisini aldatmaya çalıştığını düşünüyorum.
***
Dövülmeden, ezilmeden, sevilerek, sayılarak büyütüldükleri için öz güvenle dolu bu çocuklar; şakanın ve eleştirinin yasak olmadığı ortamlarda yetiştikleri için özgür, hayvanları insanlar kadar seve bildikleri için cömert, doğa tüm canlılara gerektiği için çevreci oldular.
Özgür düşünebildiği için keskin zekâları, çağın teknolojik ve bilimsel eğitim olanaklarıyla birleşince evrensel düzeyde tartışabilen, dolayısıyla fikirsel anlamda en gelişmiş gençlik kuşağını oluşturdular.
Taksim Gezi’den önce tüm yurda, ardından Brezilya’ya yayılan ve kalıbımı basarım başka ülkelere de taşacak olan gösteriler, işte bu evrensel kuşağın eskimiş düzene, talana dayalı politikalara ve bencil, yolsuz, çıkarcı politikacılara, kısaca çürümüşlüğe, kokuşmuşluğa isyanıdır.
Türkiye özelinde, yaşadığı ortamdan başlayıp bireysel tercihlerine, özgürlüklerine, laik rejime sahip çıkmayı amaçlayan gençlerimizi, önce dehşet verici bir şiddetle şiddete karşılık vermeye itip ardından Ot’tu Por’du diye düzmece komplolar, yetmedi darbecilikle suçlamak, “asıl” komplonun ta kendisidir.
***
Asıl komplo, Başbakan’ın Tunus dönüşünden itibaren, sanki seçim kampanyasındaymış gibi AKP otobüsünün üstünden, tüm ulusu değil, sadece AKP’lileri muhatap alarak özellikle yaptığı “biz” ve “onlar” ayrımıyla başlatılmıştır. Asıl komplonun amacı, kaçınılmaz bir ekonomik çöküntüyü, Taksim Gezi çıkışlı gösterilerin ve göstericilerin üstüne yıkmaktır!
____________________________________
Mine G. Kırıkkanat – Cumhuriyet, 23.06.2013