Made with love by

İdilonline
8142
post-template-default,single,single-post,postid-8142,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Hessenin Demian nı okudum…KEndime kızdım ..onca kitabını okudum…bunu nasıl bıraktım..Çok güzel bir kitap..bayıldım..iç hesaplaşmaya önem veren kişilere tavsiye ederim..HEle hayatı hep bi gerçek olgusunun kötü yanını ele alarak yaşamayı ilke edinmişlere..çok üşendim kendi fikilerimi yazmaya…kitaoptan alıntılar koyayım..ilgisini çeken okusun..
“Kuyuya bir taş düşmüştü. Kuyu da körpe ruhumdu benim…”
“kendinizi inanmadığınız isteklerin eline bırakmamalısınız sinclair. sizin neyi arzu ettiğinizi biliyorum. isteklerden el çekebilmeli ya da bir şeyi doğru dürüst ve gereği gibi istemeyi öğrenmelisiniz. bir gün gelip gerçekleşeceğinden hiç kuşku duymayacak gibi açığa vurmayı başardığınızda, isteklerinizin gerçekleştiğini göreceksiniz. ama şimdiki durumda bir şeyi istiyor, sonra o istekten ötürü pişmanlık duyup korkuya kapılıyorsunuz. işte bütün bunları yenmeniz gerekiyor.”
“seven biri ne sevdiğine yalvarıp yakarır ne de ondan bir istekte bulunur,” demişti bunun üzerine bayan eva. “sevgi, kendi içinde bir kesinliğe, bir olgunluğa ulaşacak gücü barındırabilmelidir. işte o zaman çekilmekten kurtulur, kendisine doğru çeker karşısındakini. oysa sizin sevginiz, sinclair, benim tarafımdan çekilmekte. günün birinde beni kendisine çekecek gücü gösterdiğinde, gelirim o zaman. armağanlar vermek istemem ben, ele geçirilmek isterim.”
* Yazgı ve gönül aynı kavramın değişik adlarıdır…
İnsan bir şeyi yeterince güçlü biçimde isterse, istediği şey gerçekleşiyordu…
Düş yazgınızı oluşturduğu süre ona sadakatten ayrılmamalısınız…
“…Sık sık anne ve babam hakkında da yine böyle düşünmüşümdür. Onlar sanır ki, ben kendi çocuklarıyım ve kendileri gibiyim. Ama her ne kadar kendilerine sevgi beslemem gerekse de, gerçekte onlara yabancı, onların anlayamayacağı biriyim. Benim başlıca önemli gördüğüm şeyi, yani ruhumu fazla önemsemez, buna verdiğim önemi gençliğime sayar, yahut benim bir kaprisim gözüyle bakarlar. Öte yandan beni sever, benim uğruma hiç bir özveriden geri kalmazlar. Bir babadan çocuğuna burnu, gözleri, hatta zekası kalıtım yoluyla geçebilir, ama ruhu asla. Her insan yeni bir ruh taşır kendisinde.”