siz edinde görelim
..bugün 14 şubat..her yerde bir aşk tarifi.Hediyelerin en kırmızısı.Şiirlerin en damarı.Herkesin aşk tarifi kendine.Bilmeyen edemez.Bilende yüzü kızarır o da edemez.Yani aşk tarif edilmez.O kadar müstehcen cümle nasıl kurulurki?büyük büyük aşkların dilsizliği müstehcenliğinden demekki.Sırtın güneşe dayalıyken,ayakların buzdadır.Bir müddet sonra neren yanar neren donar anlamazsın.Sen büyüdükçe ,kelimelerde büyür içinde.Derken bir tanesi dökülür dilinden,en olgun içi geçmiş haliyle.Konuşmalar kesmez olur.Hep sanki eksik bir şey kalmış gibi.inandırıcılığını yitirir dillenen aşklar,tıpkı üst üste tekrarlanan yeminler gibi.Akabinde inanılmamanın verdiği delirme hissi…Kıskanma krizleri desen en anlamsız haliyle.Öyleki evindeki dişi fişe bile kafayı sarar hale gelirsin,güzel mi acaba diye.Her canın yandığında,canını yakarsın.Ancak canı yandığında farkına varırsın.Ağlama ihtimali olacağını düşünerek,her bir gözyaşı damlasını teker teker öpmek istersin….böyle böyle bir sürü şey işte.Demiştim tarif edilemez diye.Zira konu bütünlüğü bile yok yazılanların hiç birinde.