Made with love by

İdilonline
cüzzi bir miktar karşılığı çenemi kapatabilirim:)
2212
post-template-default,single,single-post,postid-2212,single-format-standard,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

cüzzi bir miktar karşılığı çenemi kapatabilirim:)

cüzzi bir miktar karşılığı çenemi kapatabilirim:)

Türk flimlerinden açıldı konu.Herşey mutlu sonla bittiğiyle, duygu sömürüsünün olduğuyla hep haklının kazandığıyla ilgili olarak.Onun üzerine aklıma geldi…Küçükken, izlediğim tv programlarında, çizgi flimlerde falan filan verien sosyal mesaj hep iyi ve kötü kavramlarının ne kadar zıt uçlarda durduğuyla ilgili idi.Oysa insan büyüdükçe iyi ve kötü kavramının birbirine ne kadar yakın durduğu.Arasında sadece incecik bi zar bulunduğu.Bence aklın kullanılması gereken en önemli yer iyi ve kötü kavramının ayrılacağı bu nokta.Akıl burada çok titizlikle önemsenerek kullanılmalı.İşte akıl burada kullanıldığında mutlu eder insanı.İnsan herşeyi yapmak istiyor hayatta.Ama o zar aklına gelince çeki düzen veriyorsun kendine.Çünkü biliyorsun ki, kötü olmak an meselesi.En yaygın ama en basitmiş gbi görünen kötülükde kandırmak bence.Dünyadaki bütün kötülüklerin en temelinde kandırmak yatıyor.Tabi bunu vicdansl,akılsal v.s gibi boyutları kişiden kişiye değiştiği için, kötülük şekilleri ve dereceleri de değişiyor..HErşey bir kereliktir felsefesini katı bulan (sonuçta insanız herkes hata yapar) ama allahın hakkı 3 tür felsefesine gönülden katılanlardanım.Bir insan o zarı bir kez geçtiğinde idrak edemeyebilir.2 de pişman olur 3 te asla yapmama sözü verirse kötü insan değildir bence.Ama 3 ten sonra yaptığı herşey yaşantı şekline dönüşmeye başlar.Zira kandırma keyifli iştir.Düşünsenize hiç birşey aksi gitmez herşey sizin istediğiniz gibidir.Çünkü siz zaten adımları belirlemişsinizdir.Dert çekmez tasa çekmezsiniz.Derdi kandırılan çeker nede olsa.Çünkü kandıran zaatlar, aynı zamansda kendilerinide kandırmaya başladıklarını farketmezler.Çünkü sergiledikleri davranış şekillerine kılıf bulmak lazım ki vicdanları rahat etsin.Günlük hayattan çok fazla örnek verilebilir.Tembel bir öğrenci için hep sorular kazıktır, öğrenci döven bir hoca için hep öğrenciler yaramazdır (onların çocuk olduğunu ve genel davranış şeklinin öyle olduğunu unutur), sürekli babasına yalan söyleyen bir evlat için çaresizdir, babası despottur(aslında dürüst olsa söke söke alır hakkını.ama kandırma daha kolay yaşam şeklidir.mücadele etmek gerekmez), kadınlarla ilişkilerinde dikiş tutturamayan bir erkek için kadınlar güvenilmez birer şeytandır (oysa kendi işine kolayına gelen tek bir popilasyona takıldığı için herkesi öyle bilir), yıllar sonra sevgilisi tarafında terkedilen kadının 3 5 ay içinde başkasıyla zort diye evlenmesi (kadınlık duygusallığına aykırı bi defa.aslında birlikte olduğu kişi kendi kişisel istekleri için bir araçtır.yada kendisini kimsenin almayacağı düşüncesi ile karşısına gelen ilk akıllıca teklifi değerlendimesi.ama sonuçta başat olan duygu kendi hayatı yoksa sevgi aşk değil mesele.Oda aşık olduğunu zannederek kandırmıştır kendini.haberi yoktur).(tabi bence insan bunları farketmiyor.ama bilinçaltı bence bunlar).evettt sonuçta kandıran kendini kandırmaya başlamış demektir.bütün bunları neden mi yazdım…samimi olmadığım bir arkadaşımı kocası dışında biriyle bir kafede gördüm.Kız benimle sonra nedense gereksiz bir samimiyet kurmaya başladı.Mahçup oldu çok.Oysa banane değil mi?….İdil ben öyle değilim ama yaşadığım şeyler beni erkeklerin ne kadar güvenilmez pislikler olduğunu düşündürdü.o yüzden bende istediğim gibi onları takmadan hayatımı yaşıyorum dedi.(yanlış anlaşılmasın ben yaşam şeklini değil.kendini kandırmasını eleştiriyorum.ben böyle biriyim ve böyle yaşamayı seviyorum.bedellerinide ödemeye razıyım diyebilmek gerekir.buda son zamanların modası….”yok hacı ben böyle değildim…şöyleydim …ama işte yaşanılanlar beni böyle yaptıı.iyide kardeşim o zaman her konuda başımıza gelen şeyden hemen yanlış şeyler yapalım.mesela 3 kez doktor yanlış teşhis koysa 4. de gitmicekmisin doktora.yada bütün patronlar aynı dedin mesela istifa et o zaman.Niye işine gelen konuda bahane üretiyorsun?…)..İnsanın kendini de kandırması mesele değil.Kendini kandırmaya başladıkça kendine güvenini yitirir.Bununda farkında değildir.Bu eksikliğinide başkalarının üzerine yıkar.Mesela kafasında kendi geleceği sonuç vardır.Kandırdığı kişiyi o sonuca varacak mı haklı çıkacakmıyım diye test eder.Adeta o sonuca varıp haklı çıkmak için didinir.Çünkü bu onu rahatlatır.Bak benim suçum yok dedittir ve yaşantısına huzurla döner.Buna çok basit iki örnek verilebilir.Mesela bütün erkeklerin karısını aldattığını idda eden arkadaş, kancayı düzgün bir erkeğe takıp aylarca uğraştıktan sonra emeline ulaştığında bak demiştim derken aldığı keyif sana ne kadar hasta bir kişilik olduğunu sezdirir ve ürkersin gerizekalıdan.O noktaya kadar küçüldüğü , hiçe sayıldığı durumları hiç hesaplamaz kendini kandırken.(ben kızın üstüne gidiyorum ama aynı şey erkekler içinde geçerli.Onlarda milyarlarca kurdan, çeneden ilgiden takındıkları yapay karakterlerden sonra kızların kendilerine aşık olduğunu gördüklerinde, çok yakışıklı ,cazibeli. dayanılmaz olduklarına inanırlar.Kendilerine kimsenin hayır diyemiyeceğine..Bi kendileri gibi olsalar.acaba kaç kişi sever kendilerini merak içindeyim ).Uzun lafın kısası..Bu kandırıkçılar gün gelir kendilerinden daha usta biri tarafından kendi kazdıkları kuyuya düşerler..bide bu tipler mutlu olamaz ama gününü gün edip eğlenirler.günü gün etmek güzelde öleceğin günü bilmen etmen, daha kaç günü daha gün etcen …sayısız hesap…sonuç:bunalım…offf çok ağır döşedim…lakin bu yazdıklarımın hiç bir bilimsel tarafı olmaması çok acı..umarım farkında olmadan içgüdülerime dayanarak yazdığım şeylerin doğrulk tarafı vardır:)(ne diyelim bu arkadaşada tez vakit iyi boşanmalar yada doğru yolu bulmalar diyelim.Yoksa kendisini karşıyaka mezarlığında ziyaret edebiliriz)..(rahatçacık yazdım zira kendünün böyle bir blogdan haberi yok.Yoksa taşların kendine geldiğini anardı.Bide diğer bi konu bunu yazarken asla mükkemmel bir insanmışım edaları sezilmesin.ama genede insanları kandırma konusunda titizlik gösterdiğim için huzurluyum.Bi metro bozuktu yalanlarımı saymassak…Bide unuttum bahanesini…haa bide neyse onu demiyeyim:)
bu konuyla tamamen ilgili değil ama genede ilgisi var gandhinin sevdiğim bir afarizması yazayım dedim..
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…