bugün 1 senedir kırgın olduğum için görüşmediğim bir kız arkadaşım aradı..kalbimin nasıl heyecanla çarptığını anlatamam..kardeşinin düğününe davet etti..pek bi sevindim…sevginin bi element olduğunu düşünüyorum…her hangi bir alaşımla onunla bununla zorlamayla oluşturulamayan bir anda doğal olarak varolan…çok büyük tepkimelere girmediyse çok kolay yok olmayan…her gün birileriyle sürekli braradayız..onlarla vakit geçiriyoruz..iyi oldukları sürece herhangi bir düşmanlık beslemiyoruz…başlarına birşey gelse üzülüyoruz…zaman geçirdikçe seviyoruz gibi geliyor…sadece alışıyoruz..hayatımızın bir parçası haline geliyorlar..ben gerçek sevginin çok zamanla ilgili olduğunu düşünmüyorum…bugünki mutluluğumla bunu kendimce bi kez daha kanıtladım..saçmalama idil diyeceksiniz…ama benim ne demek istediğimi ancak bunu içinde irdelemiş insan anlayabilir..insanlar farkında olmadan birbirine mudahale ettikleri için , birbirlerine insanlar ,olaylar konusunda baskı yaptıkları için insanlar kendileri olamıyorlar…kalabalıklar içindeyken toplumun,ana babaların,eşin dostun yönlendirmesiyle davransalarda, yalnız kaldıklarında ,kendi olduklarında zihinlerinde hep sevdikleriyle beraberler…dünyanın en boktan insanı olduğunda sizin değer verdiğiniz biri, millet rahat bırakmaz sürekli nasihat eder sizi uyarır…o arkadaşına dikkat et diye….ama bi nedeni yoktur siz seversiniz…o yüzden elemente benzetiyorum..bi nedene ihtiyaç duymadan var içinde bi şekilde…ben nedensiz yere sevdiğim insanlarla hep hayattan daha keyif alıyorum…çünkü bi şekilde sende sevildiğini hissediyorsun…hayatı gerçekten anlamaya başladığım anlardan itibaren ki işe girdiğim yıllara tekabül eder..yani anladığım demeyeyimde yorumladığım diyeyim.neyse…yaşam bu tabiki herşey sevdiğimiz istediğimiz gibi olmayabilir ama gerçekten yaşadığını hissedebimen için element sevgiler gerekir..kaygısız,sorgusuz,nedensiz..sadece sevdiğin için yaparsın…bi adamın hiç bi beklentiye girmeden işe dökmeden müzik üretmesi gibi..malesef bizim gibi halkın yüzde 70 inin garibanlıktan gelen bir ülkede, böyle kavramları kayın doyurmaz, hayal ürünü gibi lanse ettikleri için insanlar hep birilerinin taktir ettiği uygun gördüğü insanları,nesneleri sevmekle yükümlüler..hayal kurmak lükstür garibana.insanların suçu değil ülkedeki sistem insanların en mahrem özelliğine kadar sinmiş durumda.. çevreleri onlara bir şablon belirleyip dayatıyorlar..sonra insan belli bi müddet sonra bu şablondaki insanları sevdiğini zannediyor…dışında kalanların hayatlarını karartacağına inanıyorlar…evet sistem insanlara bunuda dayatıyor…mesala 10 numara bi insanı uyuşturucu bağımlısıysa sistem sevmene izin vermez bu ülkede…baştan zaten sevilecek biri değildir o ..ya onu bırakın bu ülkede insanların bir ömür boyu aynı yastığa başkoymak isteyeceği insana bile hükmediyorlar…dinle mezheple ırkla sahip olduğu ünvanla şablona sokuyorlar..adam bu şablonun içinde kalan birini bulup onu sevmeye çalışıyor zorla..hangi sevgi türünü ele alırsan al böyle…neyse anladıysanız ne ala aklına geleni yazınca kopuk kopuk oluyor böyle..uzun lafın kısası çok mutlu oldum arkadaşımın aradığına ne kadar görüşmesemde…en kısa zamanda iadeyi telefon yapcam kendisine:)
Temmuz 8, 2014
In
Genel, Kategorilenmemiş