Made with love by

İdilonline
Genel
-1
archive,paged,category,category-genel,category-106,paged-360,category-paged-360,stockholm-core-2.0.2,select-theme-ver-6.1,ajax_fade,page_not_loaded,side_area_slide_with_content,,qode_menu_center,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
Title Image

Genel

niye şiir koymuyosun diyen arkadaş.senin için kodum:)başlık neyim yok şiirde.yazmış atmışım öyle

babalar ve kızları

Baba elinde cep teliyle gelir.Oku oku da utan der ,kızına yani bana. Kızı alır okur."sayın müşterimiz,doğum gününüzü kutlar ,sağlık ve mutluluklar dileriz." kızı der ki"eee nolmuş doğum günü kutlamış banka" baba "banka kadar olamadın hain evlat" kız "sen benimkini kutladın mı hıııı?" baba "hayırlı bir tarihte doğsaydın kutlardık" kız "boynunu büker,yapamadık

İnsanlar bugün bir kişinin yanlızlığı üzerine onlarca yorum yaptılar.Son zamanlarda moda konu yanlızlık duygusu.eskiden aşk şiirleri olurken favori,şimdilerde yanlızlık içerenler gözde.Oysa insan ergenliğe ilk adım atmaya başladığında tanışıyor yanlızlıkla.banyosunu kendi yapmaya başladığı anda,bedenini kimseyle paylaşamayacağını idrak ediyor.Sonra ilk yanlız yapmak zorunda kaldığı,ailesinin bile kabul edilmediği

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin

Gelde buna şiir de

Oturmuşum en sağlam duyguların üzerine. Yaslamışım sırtımı güvene. Atmışım elimi, Aşkın narin ensesine Salmışım ayaklarımı denize Dans ettiriyorum ayaklarımı suda ahenkle. Kendime geldiğimde, oturduğum yer, Dönen bir sandalye, Kolumu attığım yer desen Açık bir çekmece. ayaklarıma gelice, Salındıkları yer. 20 senelik parke. Tepiniyorlar şiddetle

herkese acil bi tutam felsefe

Lise çağlarındaydım.15 16 yaşlarımda.Babam bir kitap verdi.Descartes in "Method üzerine konuşma".Onada lise öğretmeni hediye etmiş.Rengi sapsarı olmuş bir kitap.Okudum.Pek bir şey anlamadım.Felsefeye merak sardım.Hemen gittim Sofinin Dünyası adlı o dönem en çok satanlar listesinde yer alan kitabı aldım.Gene pek bir şey anlamadım.Derken derken felsefenin tadını

Başkalarını bilmiyorum ama benim için 3 şeyin kimyası açıklanamaz. 1-ölüm 2-aşk 3-annelik ölüm:Madem ölünce hiç birşey hissetmiyoruz neden ölümden korkuyoruz.Yada en çok canımıza kastedildiğinde korkuyoruz. annelik:en berbat,rezil,cani,toplumun linç etmek isteyeceği insanın bile annesi hiç bir zaman suçluluğuna inanmaz.Hep bağrına basmaya hazırdır.hep çocuğu için yaşar.ne bileyim,en olmaz dediğin kadın

ANLADIN MI? Hicran destanını kendinden oku, Mecnundan duyupta rivayet etme, Aşkın leylâsını gördünse söyle, Söz temsili bulup hikâyet etme, Yüz bin leylâ doğar âlemde her gün, Senin aradığın zevk, safa, düğün. Tutacağın işi önden düşün; Daha ilk adımda nedamet etme. Sevdanın önünde pek güvenilmez, Tutuşursan eğer kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez, Canına kıymazsan seyahat etme. İyi

:):)

Cemal Süreya Darphane'de müdür; paranın yerinde şair müdür. Bütün yolsuzlukları tespit edip, rapor etmiş, Ankara'ya göndermiş, mükafat bekliyor. Ama ses yok. Bir daha yazıp bir daha göndermiş. Çok geçmeden zamanın bakanı Darphane'yi teftişe gelir. Gelir ama Cemal Süreya’nın elini bile sıkmaz. "Bu kapının arkasında ne var?" diyerek