oysa insanın derdi hep kendidir
İnsanlarla ya yüz yüze diz dize konuşursunuz, ya da uzun uzun duygularınızı yazarsınız. Sanırım eskiden mektup bu yüzden önemliydi. Çünkü online anlık yazışma ve konuşmalar hep kısa,mimiklerden,jestlerden uzak, hep yanlış anlaşılmaya müsaittirler. O yüzden asla doyurucu bir iletişim kuramazsınız. Bu blogu yazmaya başladığımda dokunabilmek, anlaşılabilmek idi amacım..İnsan bazen öyle bir şey yaşıyor ki anlatsa kime anlatsın, karşıdakine söylese iki kelime yeter mi…İnsanlar kendi yollarını yürürken kendi acıları, hüzünleri ,sevgilerini yaşamalılar..Blogları okuyarak onlardan tiyo alıp ona göre strateji belirlememeliler!!!!…Bazı şeyler kelimelere dökülmez hissedilir..Bir başkasının derin kuyularına inip, oralarda yüzerek başka gönülleri çalamazsınız..Anca taklit ettiğiniz insanın çukurunda boğulursunuz. Herkes bir şeyleri taklit edebilme , ancak çok az insan maalesef sonundaki mutsuzluğu görüp buna yeltenmeme zekasına sahip..Bu kadın milleti diye başlayan cümleleri kurmaktan nefret ediyorum. Kadınlara ait çoğu güzel ve berbat özelliği bünyemde barındırsam da bu konuda o güruha girmediğim için bu kadın milleti diyeceğim..Bu kadın milleti saçlarını sarıya boyatıp, kendini orjinal zannettiği gibi; birinin blogunu okuyarak da kendini o duygular içinde zannediyor..Oysa her insan orjinaldir..Her birinin duyguları en az diğerlerininki kadar özeldir.. Sadece o an ,o insan yada olay gelmediği için yaşayamamıştır..Blogları izleyip o role girmeyin..Sizin iki dakikada taklit ettiğiniz şeyi, o insan yıllarca uykusuz kalarak,acı çekerek, katılarak gülerek yaşıyor…Bir başkası anlayamayabilir üzerindeki yapaylığı..Ama orjinaline sahip kişi hayal kırıklığı ile izleyecektir sizi…kendiyle dalga geçilme hissi yaratan taklit edilme, hayal kırıklığına neden olabilmekte..Bir kadın yemek tarifine bakar onu uygular, bir moda sitesini takip eder esinlenir, bir dekorasyon devinden feyz alır..Ama başka bir kadının duygularını takip edip, yol izler mi yaa..Kadınsın,doğuransın, sevensin, merhamet eden, yeri geldiğinde üzüntüden geberensin..Kendi duygularına ses vermek bu kadar mı zor..Bir başkasının duygularına ihtiyaç duyuyorsan karşındaki ne ruh eşin ne beden eşin demektir..Gerçekten ruhları bu kadar hastalanmış olamaz insanların…